Günümüz bilimsel verileri ışığında Dünya’mız yaklaşık 4 milyar yıl önce, ilk insanın ataları da yaklaşık 300 bin yıl önce, ilk Homo sapiens de bundan takriben 70 bin yıl önce Dünya’ya merhaba demiş 🙂 Henüz birbirleriyle konuşup iletişim dahi kuramadıkları zamanlarda bile ilk insanlar, başlarını yukarı kaldırıp gökyüzüne bakmışlar. Her gün onları selamlayarak doğan Güneş’le ve gece olduğunda tüm parlaklığıyla Güneş’in yerini alan Ay’la tanışmışlar. Zaman içinde gökyüzündeki diğer gezegenlerin de hayatlarına dahil olmasıyla yaşam ve gezegen döngüleri arasında eş zamanlı oluşan bağlantının farkına varmaları çok sürmemiş. Böylece yıldızların dili yani astroloji keşfedilmiş! Güneş sistemimizin yaklaşık 13,5 milyar yıl önce oluştuğu bilgisini göz önüne alırsak gezegenlerin ortak dilinin yani kadim bir lisan olan astrolojinin, bilinen insanlık tarihinden çok daha eski dönemlerden günümüze taşındığını söylersek elbette şaşırmazsınız 🙂
Araştırmalar gösteriyor ki klasik astrolojiye dair en eski kaynaklara, Sümer tarihçileri tarafından günümüze ulaştırılan eserlerde rastlıyoruz. Sümerler, Babiller ve Antik Mısır gibi kadim medeniyetlerde astrolojinin yaşamla iç içe geçtiğini, hasat zamanından tutun göç takvimine kadar her hareketlerini gökyüzünün konumuna göre hesapladıklarını artık biliyoruz. Sümer tanrısı Ninurta, Babil tanrısı Chiun, Roma tanrısı Saturnus, Yunan tanrısı Kronos’un bizim bildiğimiz adıyla Saturn’un, aşina olduğumuz hikayeleri incelendiğinde bütün anlatımlarda ölüm, zaman, mücadele, düzen gibi konulara vurgu yapılıyor olması ve neredeyse aynı sözcüklerle ifade edilmesi sizce bir tesadüf mü? Antik dönem medeniyetlerinde gezegenlerin isimleri değişse de gezenlere dair anlatılan mitolojik efsanelerin mekanları, zamanları değişmekle beraber verilmek istenen ortak bilgide yadsınamaz benzerlikler bulunması, gezegenlerin dilini konuşan astrolojinin kolektif bilgiler taşıdığına ve binlerce yıldır kullanıldığına dair en güzel kanıttır!
”Peki, ne yaşayacağımıza, nasıl yaşayacağımıza dair yol çizelgelerimiz belli mi? Dünyaya gelme nedenimiz nedir? Doğarken elimize tutuşturulduğunu varsaydığımız mevcut bir listeyi tamamlamak mı? Aslında basit bir gözle bakarsak yolumuz belli sonuçta; doğuyoruz, yaşıyoruz ve ölüyoruz ama dünyada kaldığımız bu dönem süresince gökyüzü bizim için neler hazırlamış, nasıl bir yaşam sunmuş bunları görebiliyor muyuz? Astroloji bu olayın tam olarak neresinde? Doğum haritamız üzerinden potansiyelleri ve olasılıkları ön görebilme yetisine sahip miyiz? Hepsine cevabımız koca bir “Evet!”
Gökyüzü simülasyonunda ne gerçekleşiyorsa yaşadığımız Dünya’da da onların etkisini görüyoruz. Örneğin Merkür geri gittiğinde sizin de hayatınızda iletişime dair sorunlar baş gösterirken Mars ve Satürn gezegenleri arasında kare açı oluştuğunda bu sadece gökyüzünde yaşanan bir çekişme olmaktan çıkıp hayatımıza da etki ediyor, iş yerinizde patronunuzla gerginlikler yaşamanıza sebep oluyor. Unutmayın! Gökyüzünde ne yaşanırsa Dünya’da da o yaşanır. Lakin, altına basa basa söylememiz gerekirse bu söylem kesinlikle kadercilik değildir, sonuçta bu hayatı yaşıyoruz moda mod her şeye kaderdir diyemeyiz. Bize sunulan özgür irademizle önümüze çıkan fırsatları kullanıp kullanmamaya karar verebiliyoruz, hayatınızın ipleri belli bir noktaya kadar elbette ki sizin elinizde eğer ipleri elinize almaktan korkmuyor ve her şeyi başkasının gözünden yaşamak istemiyorsanız.
Doğum haritamız bize yürüyeceğimiz bu yolu en iyi nasıl tamamlayabileceğimize ve yapacağımız seçimlerle nasıl bir hayat yaşayabileceğimize dair potansiyelimizi gösterir. Ama bu demek değil ki bizler haritamızı çözdüğümüzde başımıza kötü olaylar gelmeyecek, para içinde yüzeceğiz, zengin olacağız, mükemmel eşler bulacağız ve mükemmel çocuklarımız ve kariyerlerimiz olacak! ( Keşke olsaydı 🙂 ) Doğum haritanız size başınıza gelebilme olasılığı olan kötü olaylarla ilgili zamanlama söyleyebilir, olayın ne olabileceğine dair olası potansiyelleri gösterir siz de bu seçenekleri değerlendirerek olaydan olabilecek en az hasarla kurtulmaya çalışırsınız. Mesela bütün dünya pandemi ile boğuşurken sizin bundan etkilenmemeniz elbette mümkün değildi ama böyle bir olayla ilgili uyarılsanız önlem alabilirdiniz. Mesela Mart ayında planladığınız tatili askıya alabilirdiniz, paranızı idareli kullanırdınız belki ailenizle daha çok vakit geçirir ve sağlık problemlerini göz ardı etmeden kontrollerinizi yaptırırdınız. Bu seçenekleri şuan okuduğunuzda size küçük destek atışları gibi gelse de planlama sizin kurtarıcınızdır. Astrologlar doğum haritalarınıza göre olasılıklar üzerinden öngörü yaparlar sizleri uyarmaya çalışırlar! Örneğin haritanızda eril kişilerle ilgili sorun yaşama potansiyeline sahip olduğunuz görülüyorsa; hayatınıza giren erkekleri daha iyi gözlemlemeniz tavsiyesinde bulunurken ve kesinlikle aceleci davranmamanız gerektiği konusunda dikkatli olun çağrısı yapacaktır. Belki de böyle bir uyarıyı dikkate aldığınız için hayatınızın hatasından kıl payı kurtulup onun yerine otoriter bir figür olan patronunuzla sadece iş konusunda gerginlikler yaşayarak çok daha kötü sonuçlanacak bir olayı farklı bir potansiyelinizi çalıştırarak atlatmış olacaksınız.
Kadim lisan astroloji, kendimizi gerçekleştirme yolunda hayata dair farkındalıklarımızı arttırırken içine doğduğumuz bu dünyayı yaşayabilmek adına bize bahşedilen yeteneklerimizle kader çizgisinin ışığında özgür iradenin gerçekliğinde yaptığımız seçimlerle ilgili yolumuzu aydınlatan ışık gibidir. Hayatı keşfetmemizi ve yaşamı farklı gerçekliklere taşıyabilmemizi sağlar. İçimizde saklı kalmış belki unutulmuş ama potansiyeli mevcut olan alternatif hayatların gün yüzüne çıkarılmasına vesile olur. Kısacası astroloji, “ Yaşama dair her şeydir.”
“Yaşamın içinde kendin olma yolunda küçük bir adım at ve unutulmuş gerçekliği hatırla, yüzünü gökyüzüne dön!”